On bir Mayıs 2019 saat 12:15, Adnan Menderes Havalimanı. Uçak körüğe yanaşır, uçaktaki tüm herkes Türk olduğundan dolayı alışık olduğunuz daha uçak körüğe yanaşmadan ayağa kalkıp valizini indiren, telefonunu açıp ‘Aloo, dayı oğlu indik şimdi uçak yanaşıyo’ diyen milletimiz ile karşılaşınca hala Türkiye’de olduğunu anlıyorsun. Uçaktan indip kapıdan çıktıktan sonra aslında her şeyin farklı olduğunu anlıyorsun. İlk olarak İZBAN (İzmir Banliyo Sistemi) müthiş bir icat olduğunu ve tüm şehirlere getirilmesi gerektiğini söylemem gerekiyor, Trabzon’a döndüğüm de dolmuşa binip 2,5 ₺ verince cebinden para gidince zorunuza gitmiyor değil. 2 Hafta boyunca ‘İZMİRİM KART’ ile metro, otobüs, İZBAN gibi ulaşım araçlarına cebindeki paradan değil elindeki kartı okutarak istediğin yere gidince psikolojik daha mutlu oluyorsunuz çünkü devlet cebinizdeki paraya göz koymamış gibi hissediyorsunuz. He bir de daha kârlı çünkü Trabzon gibi bir yer de yaşıyorsunuz ki bu sadece Trabzon değil diğer iller içinde geçerli ben ailem ile yaşadığımdan dolayı Trabzon’da yaşıyorum herneyse, dolmuşlar 2,5 ₺ ve Boztepe’de oturduğunuzu düşünelim Değirmendere mahallesine giderek oradaki arkadaşınızdan her hangi bir şey alıp geriye geleceksiniz. Önce Boztepe’den Meydan’a inmeniz gerekiyor sonra Meydan’dan Değirmendere dolmuşuna binerek Değirmendere’ye gitmeniz gerekiyor. Arkadaşınız ile işiniz bittikten sonra geriye eve gelmek için de aynı işlemi uyguluyorsunuz. Yani 2,5 x 4 oluyor bu da 10 ₺ ediyor. Fakat İzmir de karşılaştığım Banliyo Sistemi’nin (İZBAN) çalışma mantığı şu şekilde; Aliağa’dan kalkıp Selçuk’a kadar ilerleyen bir sistem mevcut ve Aliağa’dan bindiğinizi düşünüp Bayraklı ilçesinde ineceksiniz. Aliağa’dan binerken sistem otomatik olarak kartınızdan 7 ₺ alıyor, siz Aliağa’dan kalkıp Bayraklı’ya gelene kadar karar değiştirip yada plan değiştirip farklı durakta da inebilirsiniz bundan dolayı hangi durakta inerseniz ‘ARTI PARA SİSTEMİ’ dedikleri kart okuma sistemine gidip kartınızı okuttuğunuz zaman hangi duraktan bindiyseniz o durak ile kartı okuttuğunuz durak arasındaki mesafenin ücretini alarak size geriye kalan parayı kartınıza iade ediyor. Tam duraktan çıkarken bindiğiniz durakta bir eşyanızı unuttuğunuzu düşünelim ve hemen geriye dönmeniz gerekiyor. Tekrar dönüp kartınızı okuttuğunuz da sizden 7 ₺ daha alıp indiğiniz durakta iade yapması gerekiyor dimi ? Hayır. Kartı okuttuğunuz zaman ‘ÜCRETSİZ AKTARMA’ yazısı ile karşılaşıyorsunuz. Bu ‘ÜCRETSİZ AKTARMA’ mantığı ise şu şekilde çalışıyor. Az önce bahsettiğim gibi siz bir eşyanızı unuttuğunuzu ve geriye hemen dönmeniz gerektiğini düşündüğümüz zaman indiğiniz durakta kartınızı okuttuğunuz ‘ARTI PARA SİSTEMİ’ kartın sistemine okutulan tarih ve saati ileterek bir sonraki 90 dakika içerisindeki her hangi bir metro, otobüs veya İZBAN araçlarına bindiğiniz zaman sizden herhangi bir ücret almadan sizi bir sonraki durağa aktarabiliyor. Sizce de mükemmel değil mi ? 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nı ilk defa İzmir’de kutlanırken gördüm ve gerçekten de hayran kaldım. İzmir’e ayak bastığım ilk an ve geldiğim güne kadar neredeyse her evin her iş yerinin camı, balkonu yada önündeki bayrak direğinde Türk Bayrağı ve Atatürk Bayrakları asılı bir şekilde duruyor. 18 Mayıs 2019 yani bayramdan bir gün önce Bayraklı, Sevgi Yolu’nda ortaokul öğrencileri ellerinde bayraklar dudaklarının arasında düdük ve şu slogan ‘Ne Mutlu Türk’üm Diyene!, Mustafa Kemal’in Askerleriyiz!’… Kocaman bir topluluk. Öğrenciler, veliler, öğretmenler, yoldan geçen insanlar ile birlikte açtıkları uzun yürüyüş bayrağı ile birlikte sahilde belediyenin kurmuş olduğu standa doğru yürüdüler. Stand’ın kurulduğu alanda, önce gelen misafirler tanıtıldı. Sonra efeler çıktı ve oyunlarını sergiledi, şarkılar çalındı, hep beraber söylendi fakat en çok beni etkileyen ise hep bir ağızdan Haluk Levent’in seslendirdiği İzmir Marşı! İzmir Marşı’nı hep birlikte hep bir ağızdan söylerken meşaleler yandı muhteşem bir atmosfer oluşturularak 19 Mayıs bir gün önce “gavur” dediğiniz milletimiz tarafından atamıza yakışacak şekilde kutlandı. Yetti mi ? Hayır. 19 Mayıs 2019 günü feribot ile Karşıyaka’dan Konak’a geçtim, geçerken feribotun dışında değil içeride oturdum, dışarısı fazlasıyla sıcaktı ve içeri de klima olduğundan dolayı. Konak’ta Kemeraltı dedikleri kısıma girmiştik, havanın sıcak olmasından kaynaklı olarak etrafıma fazla dikkat edemiyordum çünkü güneş hem kavuruyor hemde görüşünüzü fazlasıyla etkiliyordu fakat akşam üzeri güneş hafif hafif batmaya artık etkisini binalardan dolayı kaybetmeye başladığı sırada artık gözünüz açılmaya başlıyor ve görüyorsunuz, istisnasız her dükkanın, her mağazanın kısacası her esnafın astığı Türk Bayrağı’nı çaldıkları Türk Marş’ını dinliyorsunuz, görüyorsunuz. Kemeraltı’ndan çıkıp tekrar feribot iskelesine ilerlediğiniz zaman sağ tarafta bakım yapılmakta olan saat kulesi hemen yan tarafında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı binası bulunmakta. Başkanlık binasının girişinde, çatısında bayrak direkleri bulunmakta ve bayrak direklerinde Türk Bayrağı en üst kısımda bulundurularak saygısızlık edilmemiş. Feribot ile Karşıyaka’ya tekrar geçerken başkanlık binasının deniz tarafında Mustafa Kemal Atatürk’ün imzası ve silüetinin ışıklandırılmış halini gördüm. Dikkatimi ilk olarak o silüet çekse de sonrasında tüm İzmir’in Türk Bayrağı ile süslendiğini görünce gerçekten de duygulanarak şu sözleri yanımdaki kız arkadaşıma söylemeyi geciktirmedim; ‘İşte benim şehrim! İşte benim doğduğum şehir! İşte yaşamak istediğim şehir! İzmir’i bu yüzden seviyorum! Gavur denilen bu şehir vatanına milletine bu kadar iyi sahip çıkarak aslında hepimize ders vermekte. Vatan Millet duygusu ve sevgisinin, sosyal medya üzerinde bayrak veya özlü söz paylaşarak olmadığını hepimize gösteriyor. Ben burada yaşamak istiyorum.’ Abartısız söylüyorum ve bu yazının hemen altında fotoğraflarını göreceksiniz her binada, her cam ve balkon da Türk Bayrağı var. Belediye başkanının yeni açıklamış olduğu ve benim hemen yürürlüğe gireceğine inanmadığım fakat hiç geciktirmeden yürürlüğe giren ‘Özel günler de toplu taşıma araçlarının ücretsiz yapamadıkları için 1 kuruş olarak ücretlendirme projesi’ yürürlüğe girmişti ve İZMİRİM KART ile birlikte okuttuğumuz tüm gün boyunca ödediğim sadece 7 kuruştu. Bir gün içerisin de 7 kuruşa istediğiniz kadar istediğiniz yere istediğiniz şekilde ulaşabildiğinizi düşünsenize ? Tüm bayramlar ve özel günler de 1 kuruş ile tüm toplu taşıma araçlarına bine biliyorsunuz. Harika bir şey. İzmir’den 26 Mayıs 2019 Pazar günü Trabzon’a döndüm fakat şunu asla unutmayın;
‘Bu bir veda değil’ elbet bir gün geleceğim ve asla gitmeyeceğim !